7 Şubat 2017 Salı

TÜRKİYE'DE İKİNCİ DARBEYİ KİMLER NASIL TASARLADILAR? DARBECİLER HANGİ AÇILIMLARI BAŞLATACAKLAR?

Darbe; genel olarak askeri kurumlarla ilişkilendirilen gayrı yasal bir faaliyetle ülke yönetimine katılmaktır. Türkiye gibi ordu faktörünün belirgin rol oynadığı bir ülkede de darbe özellikle askeri bürokrasi ile ilişkilendirilir. Fakat  siyasetin ve toplumsal düzenin 20. yüzyıldan beri çeşitlenmesiyle darbelerde farklı yöntemlerin neticeleri olarak husule gelebilmekte Türkiye'de de bu farklılık görülebilmektedir. 

A) Sanayi teşvikiyle ilgili önemli bir kararname 1970'de Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş ve ekonomi çok daha ağır biçimde yara almıştı. 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yüksek mahkemenin müdahili, Aralık 2013 olaylarında bazı yargıç ve savcıların tutumu gibi başlıklar Yargısal Darbe adı altında izah edilebilir. 
B) Yine Aralık 2013 olayları ve Gezi Parkı Olaylarında bazı polislerin faaliyetleri ile soruşturmaların yürümesi veya ortamın ısıtılması Polis Darbesi olarak izah edilebilir. 
C) Gezi Parkı olaylarında kitlelerin arasına serpiştirilen profesyonel sivil itaatsizlikçilerin yönlendirmeleriyle iktidarın neredeyse düşürülme noktasına gelmesi Sivil Darbe olarak açıklanabilir. 
D) Bazı maksatlarla koalisyonların kasti bozulması, 2002 senesi gibi ciddi gerekçelerden yoksun olarak erken seçim hamleleri, 2011 yılı gibi milletvekili pazarlıkları ( Fetö, iktidar partisinden 80 milletvekili istemişti)  Siyasi Darbe olarak tanımlanabilir. 
E) Çarpıtma, algısal yönlendirme, etki ajanlarına kaleme aldırılan ısmarlama köşe yazıları Medya Darbesi olarak belirtilebilir. 
F) 1959, 1979 ve 1994 gibi borç alımları, 2001 krizi olarak adlandırılan süreçte sadece iki günde piyasalardan 5,5 milyar dolar para çekimi ve gecelik yüzde 7500 faiz oranları ile görülmemiş büyüklükte vurgunlar ise Ekonomik Darbe olarak tanımlanabilir. 
G) Türkiye'de bir süre evvel meydana gelen kitlesel elektirik kesintisi, bazı kamu kurumlarının yazışmalarının sızdırılması veya internet adreslerinin kullanım dışı bırakılmaları Siber Darbe olarak tanımlanabilirken
H) 17 Ağustos 1999 depremi ile ilişkili olduğu iddia edilen suni yer kabuğu hareketleri gibi ki doğal afetlerin suni olarak tetiklenmeleri ileride daha sık görülecektir; Teknolojik/ Haarp Darbeleri olarak açıklanabilir. 

Görüldüğü gibi darbeler artık çok çeşitlidir ve her darbeyi Türkiye siyasi tarihi boyunca çoğu kez tatmıştır. Pekiyi Türkiye'de darbe olur mu? Buna kimler ne için ve hangi yöntemlerle ulaşmak isteyebilirler? 
Abd'nin meşhur gazetesi Washington Post yayımladığı haberde Türkiye'de askeri darbe ihtimalinin yüksek olduğunu ve 30 ülke arasında 5. sırada bulunduğunu belirtti. Bu oran Suriye, Bloivya, Nepal, Nijer gibi demokratik kültürleri oldukça zayıf olan ülkelerden bile yüksek olarak gösterilmişti. Günümüz istihbarat temininin büyük miktarı açık kaynaklardan sağlanmaktadır. Bu sebeple eski ve neredeyse her kıtada irtibat ofisleri bulunan bu yayım organının uzun hesaplamalara dayanarak bulduğu sonuç önem arz etmektedir. Bu gazete ile ilgili belirtilecek bir hususta Pulitzer Ödüllü olmasıdır. Pulitzer Abd'de bulunan Colombia Üniversitesi tarafından verilir ve üniversitenin tarihi Abd'nin tarihinden bile daha eskidir.! İngiltere Kralı koyu protestan George tarafından "Kings Collge" olarak açılan okulun sloganı ise bir Tevrat alıntısı olan Nurun ile Nurlanacağız idi.  Yani Washington Post'taki haber bu bilgisel aritmetiklere göre çok daha ciddiye alınması gereken bir durum olarak görülüyor. Kings College yani Colombia Üniversitesi binası ile Anıtkabir ise dış görünüş olarak oldukça benzerdir. Anıtkabir'i tasarlayan yabancı mimarlar sütun sayısını bile bu üniversite ile aynı olarak hayata geçirmişlerdir. Meselenin bir ucuda gerçekten Anıtkabir'e dayanmaktadır. Bir müddet evvel Türkiye'ye bir ziyarette bulunan İngiltere Başbakanı Therasa May Anıtkabir defterine "Yurtta Sulh Dünyada Sulh " yazmıştı.  Yurtta Sulh Konseyi ve bildirisi, Washington Post, Anıtkabir Defteri, İngiltere ve Colombia Üniversitesinden oluşan denklem kanımızca ciddiye alınması gereken izahlara mecburdur. Tabi bu durum yalnız asker seçeneği için geçerlidir. Darbelerin artık çok farklı yöntemlerle gerçekleştirildiğini önceki satırlarda açıklamıştık. Türkiye'de bir darbe tasarlandıysa bu durumun amaçları nelerdir? Herşeyden evvel dini kehanetlerden feyiz alan milyonlarca insan dünyada bulunmaktadır. Türkiye çözülmeden Ortadoğu çözülemeyeceği için Türkiye'de bir takım değişikliklerin hızlı ve radikal hayata geçirilmesi istenmektedir. Bir diğer husus Türkiye şu anda lobilerin en önemli projelerinden biri olan dinler arası diyaloğa kesin olarak kapılarını kapatmıştır. Yeni Dünya Düzeni olarak adlandırılan yapının besin kaynağı şehir devletleri modelini desteklememesi, döviz yerine yerli para kullanma ısrarı küresel karar vericiler nezdinde Türk siyasi yapısının nosyonunu tamamladığının göstergeleri olarak sunulmaktadır.  Bu gibi kendilerince geçerli olan gerekçelerle bazı odakların yeni bir darbe hazırlığında oldukları açıktır. Ordu'da alt kademe subaylar hakkında pek bir bilgi sahibi olunamaması, 15 Temmuz sonrasında Genelkurmay özel kalemine atanan Kurmay Yarbayın tutuklanması askeri darbe hususunu yeniden yeşillendirse de yeni darbe ekonomik, toplumsal veya siyasi olabileceği gibi hepsinin birleşimi veya apayrı bir denemeylede uygulamaya koyulabilir. Darbe ve darbeciler genel af, orduya iade itibar, maaşlara zam gibi uygulamalarla toplumsal destek arayacaklar ve muhtemelen Suriye kürt yönetimiyle yeniden temas kuracaklardır. Bunu Türkiye'nin sınırsal büyümesi olarak izah etmek suretiyle İmparatorluğun gerçek temsilcileri ve uyguluyacılarının kendileri olduklarını vurgulayarak toplumsal meşruiyet talep edeceklerdir.  Bunlar tabiki birer senaryodur fakat siyasi tarih ve güncel gelişmelerin harmanı olan bu tip senaryolar yakın gelecekte farklı cenahlardan da farklı biçimlerde sık olarak gündeme getirilecektir.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder